Bizi hanımın tahsili mahvetti!
Bizimkisi bir mahalle aşkı idi. Evimizin karşısında otururlar, küçüklüğümüzden beri birbirimiz tanırdık. Arkadaşlık ilerleyip aşka dönüşünce evlilik planları kurmaya başladık. Aileler de birbirini tanıdıklarından sorun yoktu. Ama ailesi henüz üniversiteyi yeni kazanmış kızlarının tahsilini tamamlamasını istiyorlardı. Bizim için de son derece makul bir düşünce olduğundan evlilik hazırlıklarımızı beş sene kadar erteledik. Sonrasında dünya evine girdik.
Sizinkilerden iyi olmasın, aslan gibi iki evladımız oldu;
kızımız Merve 22 yaşında bu sene üniversiteyi bitirdi. Oğlumuz Murat ise henüz
8 yaşında ilkokula gidiyor. Birbiriyle her konuda anlaşan bir çift olarak tüm
hayatımızı çocuklarımıza adadık ve tüm planlarımız onların etrafında döndü. Bu
yüzden ilk çocuğumuza sağladığımız olanakları ikincisine de vereceğimize emin
olduktan sonra Murat doğdu, bu yüzden ara açıldı.
Karı koca memur çocukları ve o zihniyette insanlar
olduklarımızdan verimli çağlarımızda çocuklarımızın öngörülebilir ihtiyaçlarını
karşılamak için para biriktirdik. Artık birikim yapamamamıza rağmen kızımızın
çeyizi ve oğlumuzun tahsili için belirli bir miktarı kenara koymuş ve ellemeden
o parayı çoğaltmaya çalışıyorduk.
İşim gereği ekonomiyi takip ederim, TCMB başkanı sn. Hafize
Gaye Erkan’ın basın toplantısını baştan sona izledim. Enflasyonu bu sene %58
beklediklerini söylerken açık sözlülüğü nedeniyle kendisini takdir ettim. Ta ki
bir başarı hikayesi olarak mevduat faizlerini de %30’un altına indirdiklerini
de sevimli bir şekilde söyleyene kadar! (bkz
ilgili haber) Zaten geçen sene %80 enflasyon varken birikimlerimizi %30 ile
mevduata yatırmış ve bir senede kızın çeyizi ile oğlanın okul tahsilini deveye
yüklemiştik. Şimdide bu sene aynı şekilde devam edileceğini müjdeliyordu!
Kızın çeyizinde geçen sene bu yüzden çamaşır makinesi gitmişti,
bu senede bulaşık makinesi gidecekti. Başkan gelecek sene de enflasyonun fazla
inmeyeceğini tüm ciddiyeti ile söylerken anladık ki bizim kızı kıçındaki tek
bir don ile gelin edecektik.
Oğlanın durumu daha da kötüydü, kızı iyi kötü okutmuştuk,
Murat’ın önünde 8’i ortaokul ve lise olmak üzere 12-13 sene daha vardı. Bunu
karşılayacak parayı kenara koymuşken Nebati-Kavcıoğlu ikilisi sayesinde geçen
sene oğlanın üniversite parasını kaybetmiştik. Şimdi Şimşek-Erkan ikilisi lise
parasını da yok edecek idi. Eh artık
Murat da ortaokulu devlet okulunda okur, biz de kalan tahsil parasıyla o zamana
kadar ancak ailecek bir tatil yaparız. Kısacası çocuklarımız için düşündüğümüz
bütün planlarımız ve hayallerimiz iki senede yerle bir olmuştu. Hepsi hanımın
tahsili yüzünden.
Diyeceksiniz hanımın tahsilinin bunla ne alakası var. Pekâlâ
var; eğer okumasaydı biz 5 sene daha erken evlenir, kızımız şimdi 27, oğlumuzda
13 yaşında olurdu. Kızımızın evliliği eli kulağında olacağı için şimdiki gibi
parayı mevduatta tutmaz çeyizini alır köşeye, depoya koyardık. Birkaç sene eski
model de olsa o beyaz eşya kullanılırdı. Geçen sene annesi kızın ağzını arayıp
durdu, bir erkek arkadaşı olsa koşa koşa alıp koyacaktık çeyizi kenara. Şimdi
alsak kız evlendiğinde demode olur hatta 2.el eşyaları alıp koymuşlar
dedirtiriz diye mevduatta tutup durduk. Oğlana gelince 13 yaşında hangi okulda
olacağı belli olur, gider 4-5 yıllık okul ücretini peşin yatırır paradan
kurtulurduk. Nerede okuyacağı belli olmadığından mecburen mevduata yatırdık.
Gel de anlat şimdi çocuk kumarda yediğimizi sanacak. Oysa kumar oynamamak için parayı
ne döviz ne borsaya, mevduata yatırmıştık.
Yorumlar
Yorum Gönder