Kur Korumalı Döviz Tevdiat Hesabı (KKM)
TCMB başkanının sunumundan önümüzdeki günlerde ekonomi yönetiminin en önemli araçlarından birinin Kur Korumalı vadeli TL hesabı (KKM) olacağı anlaşılmakta. KKM neden yönetim için bu kadar önemli? Öncelikle Kur Korumalı hesap ismi bence yanlış bir ifadedir: Bu mekanizma aslında bir döviz hesabını kur düşmelerine karşı korur, yani kur koruması döviz alan içindir. TL açısından bakarsak düşük faizli bir TL hesaba kur artışlarından faydalanma fırsatı verir, yani kur fırsatı sunan bir TL hesabıdır:
· Bireyler dövizi harcamak için değil yatırım ve tasarruf için alırlar. Bireyler için, güvendikleri müddetçe, dövize endekslenmiş mevduat ile reel döviz arasında bu açıdan bir fark yoktur. Dolayısıyla KKM ilk başta $’ı 18’ler seviyesine çıkaran panik havasını, biraz da döviz satım desteği ile kırdı. Dövize geçmeyi düşünenler için daha kazançlı bir alternatif oldu. Teknik tabiri ile mevduatına bir de döviz alım opsiyonu almış oldu.
· Bankalar açısından DTH ile KKM durumu biraz daha değişik: Müşteri bankasından DTH için döviz alınca bankalar da bu riski bertaraf etmek için döviz satın alıyorlardı. Bu nedenle de kurlara baskı oluyordu. KKM’de ise bankalar döviz aktif pasifinden kurtuluyorlar, bütün riski devlet üstleniyor, açık döviz pozisyonu Hazine tarafından yüklenilmiş oldu. Hazine pozisyon açığını kapatmaya kalkmadığı sürece kurlarda böyle bir baskı oluşmaz.
·
KKM
bir taahhüt olduğundan, bu açık pozisyon ancak kurların verilen mevduat
faizinden daha fazla artması halinde bütçe açığına dönüşecek. Bu da enflasyon
baskısı oluşturacağından kurlarında kontrol altında tutulması önem taşımaya
başlıyor.
·
Her
ne kadar bireylerin döviz talebi KKM ile karşılansa da talebi etkileyen başka
unsurlar da var: Cari denge, yatırım dengesi, mevcut dış borçları çevirme
oranı.
·
Artık
önemsenecek büyüklükte bir yabancı yatırım gelmesi beklenmiyordur. Mevcut borçların
çevrim oranları da %100, yani ödenen anapara kadar geri alınmakta.
·
Geriye
kalıyor cari denge. Kısa vadede ekonomik küçülme olmadığı takdirde yılda 20-30
Milyar $ açık verileceği öngörülebilir. Bu kadarlık bir döviz talebinin kur
artışlarının faiz oranları (≈%15) kadar artmasını sağlar mı? Sağlaması muhtemeldir
diyelim, işin emniyet subabına geçelim
·
TL’den
KKM hesabı yeni döviz alımının önüne geçip döviz talebini durdurmaya yarıyor.
Dövizden KKM’ye dönüşüm ise o dövizlerin TCMB tarafından alınarak pozisyon
kapanmasını sağlıyor. Diğer bir ifade ile döviz ihtiyacını karşılayan bir unsur.
· Dolayısıyla bireylerin 140-150 Milyar $ tutarındaki DTH’larının 1/3 oranında bozulması neredeyse 2 yıllık cari açığın finansmanını sağlayabilecek büyüklükte.İşte KKM’nin neden bu kadar önemli olduğu bu noktada ortaya çıkıyor: cari açığın yurt dışı bankalar aracılığı ile değil bireylerin TCMB'ye döviz satışı vasıtasıyla finanse etmeleri amaçlanıyor.
·
Neden
sadece bireylerin DTH’ı? Zaten açık pozisyonu olan şirketler dövizden KKM’ye
dönseler bile kısa zamanda ticari faaliyetleri için o dövizleri geri talep
edeceklerdir, bu nedenle bu finansmana bel bağlamak doğru değildir.
Gelelim
bu ilacın olası yan etkilerine:
· İnce hesapların tutmaması halinde Hazine almadığı borcun kur farkını ödemek zorunda kalacak. Belirli bir kesime Hazine’den karşılıksız transfer yapılmış olunacak. Bu ise herkese artan faiz, enflasyon olarak geri dönecek.
·
Bunu
önlemek için daha fazla taviz verilmek zorunda kalınacak. KKM’de dönüşümde
yavaşlama olması halinde Hazine/TCMB daha yüksek faiz/daha değerli opsiyonlar
vermek zorunda kalabilir. Bu da beklenmesi gereken bir durum zira tasarruf
sahipleri de getiri/risk oranlarını maksimize etmek isterler.
·
TL
fiili olarak yok olma sürecine girmeye başlar. Normal zamanlarda bile halkın
TL’ye tekrar güven duyması seneler alırken, kur korumalı böyle bir süper döviz hesabının
varlığı ile TL’ye güven ve para olarak tekrar işlev görmesi çok daha uzun süre
alacaktır.
Yüksekten döviz alanların ortalama maliyeti düşürmek için alacakları dövizlerin bu sürece bir etkisi olur mu?
YanıtlaSilDöviz alma operasyonunu KKM olarak yaparlarsa bir etkisi olmaz
Sil