Padişahın eşeği

 

Twitter’da son günlerde dövize verilen aşırı yüksek faizlerden bahsediliyor. Her konuda olduğu gibi, birbiri ile çelişen iki grup oluştu: Bir grup KKM ile %36 gibi dövize yüksek faiz verildiğini söylerken, karşıt grup bu %36 faizin Türk lirasına verildiğini ve yanlış yönlendirilme yapıldığını ifade ediyor. İçinde profesörlerin de bulunduğu bu tartışma ortamı, alışık olduğumuz üzere hemen, tribünlerin karşılıklı atıştığı ve en hafif sıfatın cahil olduğu bir futbol maçı havasına büründü.

Birikimlerini döviz olarak hesaplayan insanlar için verilen bu döviz faizleri olağanüstü sayılabilecek düzeyde. Gerçi Türkiye’de birikimlerini artık Türk lirası üstünden hesaplayan kimse var mı diye de sormak gerek. Türkiye’de birikim ve servet dolar, altın, metrekare, kilo cinsinden tutulur, bir tek TL cinsinden tutulmaz. İnanmayan kendi hafızasını yoklasın.

KKM’nin TCMB/Hazine tarafından mudiye verilen bedava bir call opsiyonu (alım hakkı) olduğunu biliyoruz. Mudi aynı fiyattan bir de put opsiyonu (satım hakkı) satarsa sonuçta dayanak varlığa (dolara) yatırım yapmış olur. Opsiyon biraz karışık bir kavram olsa da KKM sayesinde milletimiz finansal okuryazarlıkta çağ atlamak üzeredir. Ben yine de bu mekanizmaları anlatan bir linki buraya bırakıyorum.

Banka da bu put opsiyonu karşılığında mudiye bir prim veriyor. Bu primin de 3 aylık bir KKM için %5-%10 arasında değiştiğini duydum. Yıllıklandırılmış oranlar %20-40’a denk geliyor.  Böyle bir put opsiyonun piyasa fiyatının %1,5 civarında olduğuna göre bankalar neden bu fahiş maliyete katlanıyor? Bankaların hayır veya geçmiş günahlarının affı için mudilerine iyilik yaptığına inanıyorsanız yazının sonuna geldiniz demektir, bundan sonrasını okumanıza gerek yoktur.

Bankaların göz göre göre bu zarar/maliyetlere katlanmasının sebebi TCMB tarafından son zamanlarda getirilen menkul kıymet tutma yükümlülükleri olmakta. Artık bankalar her türlü mevduat ve kredi işlemini karşılığında bir menkul kıymet tutma zorunluluğu ile karşılaşmakta. Bankanın mevduat alıp kredi vermekten başka ne işi var diyorsanız işin boyutunu ortaya koymuşsunuz demektir.

Menkul kıymet tesisi (= devlet tahvili) için getirilen koşullar o kadar girift olmaya başladı (bkz ilgili tebliğ) ki bankalar bunun için ek personel almaya başladılar ve böylece TCMB dolaylı olarak işsizlik sorununa da el atmış oldu.

Menkul kıymet tesisine kabul edilen devlet tahvilleri en az 4 yıllık olmak zorunda ve bunların getirisi yaklaşık olarak %10 olmakta. Bu tahvillerle TCMB ile %8,5’ten repo yapma imkânı olmadığına göre fonlama kaynağı olarak %30 civarındaki mevduat faizini almak en doğrusu. Bu mevduat faiz oranlarının 4 yıl boyunca bu seviyede kalıp kalmayacağını bilemeyiz. Ama eğer TCMB faizleri gösterge ise (%8,5) bundan daha ne kadar düşebilir ki denebilir. Yok, eğer enflasyon konusunda iflah olmaz bir iyimserseniz gelecek yıllarda faizlerin düşeceğine inanabilirsiniz. Her ne olursa olsun 4 yıllık ortalama fonlama maliyetinin %20 altına düşmeyeceğini varsayabiliriz. Bu durumda banka bu tahvilin yaklaşık %27’si oranında zarar edecektir. Eğer fonlama faizini %30 alırsak bu zarar 45%, fonlama maliyetini %40 alırsak zarar %60’lara ulaşmaktadır.

Böyle bakınca opsiyona verilen ek % 4-8 tutarındaki prim hiçte mantıksız gelmiyor. Tabii bu sayede yepyeni bir “Menkul kıymet tesisleşme” sorunsalımızın ortaya çıktığını da görebiliyoruz. Ama yıllıklandırılmış ama şu ama bu, dövize %40 faiz anormal bir piyasa demektir. Para politikasının son aracı olan “Menkul kıymet tesisi” ile bankalar sıkıştırılmaya ve piyasalar yerinden edile dursun, Bankalar tüm DTH’lar KKM’ye dönüştükten sonra nasıl olsa artık bu cezalarda kalkar diye düşündüklerinden tahvil almaktansa dolara prim vermeyi tercih ediyorlar. Padişahın eşeği fıkrasındaki gibi “o zamana kadar ya eşek ölür, ya padişah ya da ben”.

 Not: Padişahın eşeği fıkrası

Padişah eşeğine konuşma öğretecek olana altın vaat etmiş, ama başaramayanın kellesini uçuracakmış. Birisi çıkmış ben 1 yılda öğretirim demiş. Etrafındakiler “ne yapıyorsun eşek konuşur mu hiç” demişler. O da “Ben 1 sene sarayda paşalar gibi yaşarım, o zamana kadar ya eşek ölür, ya padişah ya da ben” demiş.

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Bizi hanımın tahsili mahvetti!

Soyadınız Keynes veya Friedman olmasa bile ekonomi dehası olabilirsiniz!