100 Milyar $’lık La Casa de Papel



Seyretmeyenler için kısaca özetlersek  “La Casa de Papel” adlı dizinin ilk sezonunda Salvador Dali maskesi takmış bir grup maceraperest İspanya darphanesini ele geçiriyorlar ve orada kendilerine 1 milyar Euro basıyorlardı. Bu dizinin yerli versiyonu çekilecek olsa basılacak TL’lerin aynı heyecanı yaratmasının zor olacağı düşünülebilir. Ama yeni versiyon 100 milyar US$ basma iddiası ile vizyona girse heyecan zirveye ulaşır. Bu Türkiye'deki gerçek kişilerin Döviz Tevdiat Hesaplarındaki tutarıdır. Buyurun bu dizide bulunan ana unsurları beraber izleyelim:
Aktörler
Türkiye’de yerleşiklerin Döviz Tevdiat Hesapları (DTH) kabaca gerçek kişiler ve ticari kuruluşlar olarak ayrılmaktadır. Şirketlerin genelde bunları ticari ve mali borçları için ve kur riski almamak için tuttukları varsayılır. Ancak gerçek kişilerin DTH’larının neredeyse tamamı yatırım amaçlı ve ekonomiye olan güvensizliğin göstergesidir. Yoksa amaç harcamalarını New York veya Paris’te yapmak için para biriktirmek değildir. Zaten bunu yapabilecek olanlardan döviz birikimlerini Türkiye’deki bankalarda tutmaya devam edenlerin sayısı da sınırlıdır. Bu DTH’lara bir şekilde dövize endeksli mevduat da denilebilir. TL karşılığında döviz satıp bunu DTH’a alan bankanın bu işlem sonucunda döviz pozisyon açığı oluşur. Bu açığı kapatmak için banka bir döviz varlığı yaratmak zorundadır. Bunun en basit yöntemi piyasadan döviz almaktır. Böyle bakıldığında paradoksal gözükse de DTH’lar bir döviz kaynağı yaratmayıp, dolaylı bir döviz talebi yaratmaktadır. Toplam DTH’ların 200 Milyar$, gerçek kişi DTH’ların 100 Milyar $ seviyesine çıkarak tüm mevduatın %50’sini oluşturması ekonomi yönetimi açısından tabii ki sıkıntı vericidir. Artan döviz talebinin kurları yukarı itmesinden dolayı enflasyon kontrolünde de ayrıca sıkıntı yaratır.
Darphane
Tabii bankaların döviz pozisyonlarını kapatmak için tek seçenekleri dövizin kendisini almak değildir. Döviz veya ona endekslenmiş bir varlık da aynı amaca hizmet eder, özellikle geri ödeme riski taşımıyorsa. ABD hazine tahvilleri kendi bastığı US dolarlara dayalı olduğundan buna örnek olarak gösterilebilir. BDDK, geçen aylarda Türk Hazine’sinin ihraç ettiği Euro Bondların riskinin 0 (sıfır) olarak kabul edileceğini kararlaştırdı. Diğer bir deyişle BDDK bankalara Türk hazinesinin, tıpkı ABD gibi, döviz konusunda herhangi bir sıkıntısının olmayacağını söylüyordu. Sıkıntı olmayacaksa demek ki darphanemiz de hazırdı. Böylece Türk hazinesi TL’nin yanında US$, EUR hatta istenirse Hindistan Rupisi bile basabilecek bir olanağa kavuşmuştu. Şimdi sıra ürettiği ürünleri alacak müşteri bulmaktı.
Maske:
Yine BDDK bu sefer aktif rasyosunu devreye sokarak bankaların mevduatlarını yatırmaları gerektiği yerlere işaret ediyordu. Düzenleyici kuruluşlar tüm dünyada mevduatların korunması ve ödenmesini kolaylaştırıcı yönde önlemler alırken bu rasyo ile tam tersi yönde bir yöntem izleniyordu: en fazla ağırlık en riskli ve en düşük likiditesi olan kredilere veriliyordu. Yanlış eğimli viraj gibi, likiditesi yüksek riski düşük bankalar cezalandırılıyordu. Banka bilançosunun sadece belirli kısımlarına odaklanan bu rasyo kredi vermeye teşvik olarak lanse edildi. Ancak tedbirli bankacıların batma riski yüksek krediler yerine, kağıt üstünde olsa bile,  sıfır riskli Euro bondlara yöneleceklerini tahmin etmek zor değildi. Nitekim ilk günlerdeki uygulamalar bu oranın Euro bondların bir pazarlama aracı olacağını teyit etmektedir.
"Bella ciao" (Hoşçakal güzel)
Sezon finalleri hem hikayenin zirvesi hem de devam sezonuna hazırlıktır. Döviz likiditelerini Euro Bondlarla Hazine’ye, swap yoluyla TCMB’ye emanet etmiş bankalar ve mudiler heyecanla rezerv savaşlarının sonucunu merak ediyorlar. Mevduat sahipleri bu şekilde paralarını neredeyse faizsiz olarak bankalarda mevduat olarak tutarak dolaylı olarak Euro bonda yatırım yapmak yerine bunları direkt Hazine’den alabilirler. Bir diğer alternatif ise bankaların Euro Bondlarını DTH sahiplerine Repo’lamalarıdır. Bu şeklide hem DTH’ları azalır hemde menkul kıymetleri yerinde durur. Sonuçta aldıkları risk aynı olmakla birlikte daha elle tutulur bir faiz alma imkanina kavuşabilirler.
Bu da yatırımcılarımıza Euro Bondlar aracılığıyla daha önce pek aşina olmadıkları repo, kirli fiyat gibi kavramları uygulamada öğrenme ve finansal okur yazarlıklarını arttırma şansını verecektir.

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Bizi hanımın tahsili mahvetti!

Soyadınız Keynes veya Friedman olmasa bile ekonomi dehası olabilirsiniz!

Padişahın eşeği