Boomer'lar Z kuşağına karşı


Imperial College araştırmacılarının yapmış olduğu simülasyon çalışması ilginç sonuçlar getiriyor. Bunlardan ilki “mitigation” ( azaltma) olarak nitelenen yaklaşım. İngiltere uyguladığı ve Hollanda’nın da uygulayacağı “Herd immunity” kavramını ele alıyor. Bu kavrama göre kontrollü salgın ile sağlık sisteminin ve ekonomi üzerindeki yükün hafifletilmesi amaçlanıyor. Ancak araştırma bu yöntemin sağlık sisteminin kapasite sorunun çözemeyeceğini gösteriyor. Aşağıdaki grafikte her bir önem paketinin salgının gelişmesine olan etkisini gösteriyorlar:


Grafik adeta kendi kendine konuşarak hiçbir önlemin kırmızı çizgi ile ifade edilen sağlık sistem kapasitesinin altında kalamadığını gösteriyor.
Sistemi en az zorlayacak olan mavi çizginin tercih edilir olduğu gözükmekle beraber aşağıdaki grafiğe bakmadan karar vermemek lazım:

Bazı önlemlerin beraber alınması salgının yaygınlaşma hızını ciddi şekilde bastırdığı görülüyor. Ancak bu çok sıkı önlemlerin 3 ay sonra bırakılması/gevşetilmesi sonrasında kış aylarının gelmesi ve okulların açılmasıyla beraber hortlama bekleniyor. Aşının henüz geliştirilmemesi durumda sanki sadece sorunun ertelenmesi olarak görülebilir.

Anlaşılan devlet ve hükümet yönetimleri, en sevdikleri yöntem olan, sorunları erteleme yönünde ilerlemekteler. Yine de bu süre içerisinde aşının bulunma opsiyonunu kullanmak akıllıca gözüküyor. Ancak bu araştırmada öngörülen 3 aylık sıkı tedbirler şimdiden global ekonomi üzerinde ağır yükler getirmeye başladı. Çin’in bu sürede salgını kontrol altına almasının bedeli de ekonomisinin 2020 ilk çeyreğinde %10 civarında küçülmesi olacak. Salgının ve kısıtlamaların Avrupa ve A.B.D. üzerindeki ekonomik etkileri de henüz ortaya çıkmadığından belkide bu sene Çin’in hiç büyümeyeceğinden bile bahsedebiliriz. Çin’in büyümemesi dünya’nın geri kalanının küçülmesi anlamına gelir.

Siyasiler bunu ne kadar göze alabilirler? Aslında daha doğrusu toplumlar bu izolasyon ve ekonomik daralmayı ne kadar kaldırabilirler? Toplum dayanışması, insanların birbirlerine yardım etmesi hümanist duygular güzel de sınırı nereye kadar? İnsanlar karşılıklı dayanışma sayesinde yerkürenin hakimi olmuştur ama Hariri Homo Sapiens kitabında dayanışmanın sınırlarını gösteriyordu: “Daha sonra Homo sapiens ortaya çıktı. Grup olarak avlanıyor 15-25 kişilik gruplar halinde göçebe bir hayat yaşıyorlardı. Fakat yaşlılar avcılar için ayak bağıydı. Avlanamıyorlar ama avdan pay alıyorlardı. Bu nedenle tek sıra yürürken avcılardan biri geride kalır. Geride yürüyen yaşlının kafasına sivri taş baltayla vurup öldürürdü. Kafası delik bulunan kafatası fosilleri bunu kanıtlamaktadır”.

Daha ziyade yaşlı nüfusu etkileyen corona virüs nedeniyle karantina ve ekonomilerin duraklaması sonunda tepki ile karşılanmaya başlanacaktır. Üretken nüfusun, üretkenliğini yitirmiş bir kesim için, işsiz kalması sürdürülebilir değildir. Bu nedenle sosyal patlamalar olmadan bu olağan üstü haller kaldırılacaktır, virüs yok olsun olmasın, aşı bulunsun bulunmasın. Bence yönetimler şu anda ahlaklı hareket etmektedirler ancak 1 ay içinde hareket tarzlarını üretken sınıfların baskısıyla değiştirmek zorunda kalacaklardır. Homo sapiens örneğindeki gibi hükümetler arkada yürüyen avcı olacaklardır. Ama insanlık, çoğunlukla olduğu gibi, siyasileri suçlayarak kendi vicdanlarını rahatlatacaktır.

“Ölen ölür kalan sağlar bizimdir” çok eleştirilen hatta canice bir deyimdir. Ancak canlıların davranışlarının milyonlarca yıllık evrim sonucunda oluştuğuna ve davranışlarının da bu doğaya uygun olduğunu unutmamak lazım. Bu da bence medeniyetin oluşturduğu kapitalizm veya sosyalizmden ziyade doğanın düzenidir.

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Kimin için Enflasyon Düzeltmesi?

Kur Korumalı Döviz Tevdiat Hesabı (KKM)

Bizi hanımın tahsili mahvetti!